Dişsiz hastalarda, zamanla kemikteki değişim nedeniyle mevcut protezler uyumunu kaybederek rahatsızlık ve hareketlilik sorunlarına yol açabilir. İmplant üzerine yapılan protezler ise sabit bir temel sağlar, bu sayede protezin hareket etmesi veya ağızdan çıkması gibi sorunlar yaşanmaz. Hareketli protez istemeyen ya da kemik tutuculuğunu yitirmiş hastalar için implant en uygun çözümdür.

Dental implantlar, hafif, güçlü, parlak ve korozyona dayanıklı bir geçiş metali olan titanyumdan üretilir. Titanyum, insan vücudu ile yüksek biyouyumluluğa sahip, alerji riski taşımayan ve toksik olmayan bir metaldir. Bunun yanı sıra, implantın markası, işlem yapılan ortamın sterilizasyonu, doktorun uzmanlık düzeyi ve implantın kemikle bütünleşmesi de başarılı bir tedavi için önemli faktörlerdir.

Yanaklarda hafif şişlik veya hafif renk değişikliği oluşabilir. Bu durumu önlemek için ilk 24 saat boyunca soğuk tampon uygulamak ödemi azaltır ve şiddetli ağrıların önüne geçer.

Eğer hasta muayenesinde yeterli kemik bulunmazsa, önce kemik altyapısı oluşturulur ve ardından implantlar yerleştirilir. Kemoterapi veya radyoterapi görmüş kişilere implant uygulanması genellikle önerilmez. Ancak, hastalığı kontrol altında olan tüm hastalar için implant uygulaması yapılabilir.

Eğer hasta muayenesinde yeterli kemik bulunmazsa, önce kemik altyapısı oluşturulup ardından implantlar yerleştirilir. Kemoterapi veya radyoterapi görmüş kişilere implant uygulanması genellikle önerilmez, ancak hastalığı kontrol altında olan tüm hastalar için uygundur.

Hayır, diş beyazlatma ve diş temizliği farklı işlemlerdir. Diş beyazlatma, dişin doğal rengini açma işlemidir. Diş temizliği (detertraj) ise diş üzerinde ve aralarındaki diş taşı ve lekeleri temizler. Yani, detertraj yapılmış dişler temiz olabilir ancak sarı renkte kalabilir. Diş beyazlatma ile bu temiz ama sarı dişler beyazlatılır.

Dişler, diş taşı ve lekelerinden temizlendikten sonra beyazlatma işlemi uygulanır. Bu işlem, diş hekimi tarafından özel jel ve ışık kaynakları (LED veya lazer) kullanılarak klinikte yapılabileceği gibi, evde özel plaklar kullanılarak da gerçekleştirilebilir. Bazen her iki yöntem birlikte de uygulanabilir.

Diş beyazlatma işleminin genellikle geçici 1-2 günlük hassasiyet dışında bilinen bir zararı yoktur

Diş beyazlatma işlemiyle elde edilen sonuç iki yıla kadar korunaklı olabilir. Ancak, aşırı çay, kahve, kırmızı şarap tüketimi, sigara kullanımı ve yetersiz ağız bakımı durumunda renk daha kısa sürede eski haline dönebilir.

Sigara içen kişilere diş beyazlatma işlemi yapılabilir, ancak elde edilen rengin kalıcılığı, sigara içmeyen hastalara göre daha kısa sürede eski haline dönebilir.

Diş beyazlatma işlemi dişlerde kalıcı hasara veya ağrıya neden olmaz. Ancak işlem sırasında ve sonraki 1-2 gün boyunca geçici bir hassasiyet yaşanabilir.

Diş beyazlatma işlemi dişlere zarar vermez. Porselen kronların (kaplamaların) rengini etkilemediği için, bu tür kaplamalar üzerine uygulanmaz. Dolgular ise dişin sadece bir kısmında bulunduğundan, beyazlatma işlemi sırasında diş dokusu beyazlarken dolguların rengi sabit kalır. Bu nedenle, beyazlatma işlemi sonrası dolguların rengi ile uyumlu olması için rötuş yapılabilir.

Diş beyazlatma tedavisinin sonuçları kişisel olup birçok değişkene bağlıdır. Örneğin, dişlerde sarı tonlar baskınsa beyazlatma işlemi daha etkili olabilir. Antibiyotik kullanımı nedeniyle oluşan grileşmelerin beyazlatılması ise daha zor olabilir ve sonuç almak daha uzun sürebilir.

Bu tür dişler, internal bleaching adı verilen yöntemle beyazlatılabilir. Önemli olan, kanal tedavisinin düzgün yapılmış olması ve dişte çürük dokunun bulunmamasıdır. Bu nedenle, hekimler bazen içten beyazlatma işlemi yapılmadan önce kanal tedavisinin tekrar yapılmasını önerebilir.

Diş beyazlatma jeline karşı alerjisi olan bireyler ve uzun süre ağzını açık tutmakta zorluk çeken ciddi TME sorunları yaşayan hastalar dışında, genellikle herkese beyazlatma işlemi uygulanabilir. Ancak, bazı diş dokuları beyazlatma işlemine uygun olmadığından, hekim tarafından bu işlemin yapılmaması gerekebilir.